Kulak çınlaması yani tinnitus başta ya da kulaklar içinde dışarıdan gelen bir işitsel uyarı olmamasına rağmen ses duyulmasıdır. Ülkemizde ve dünyada toplumun yaklaşık %15’i hayatında en az bir kez tinnitus yani kulak çınlaması şikâyeti yaşamaktadır. Tinnitus tek taraflı ya da çift taraflı olabilir. Yine tinnitusu sadece hastanın kendisi duyuyorsa sübjektif, dışarıdan da duyulabiliyorsa objektif olarak sınıflandırılır. Hayat kalitesini oldukça etkilemekte olan bu hastalık neden oluşur ve nasıl tedavi edilebilir onlardan bahsetmek istiyorum. Bilinen en sık tetikleyici faktörler ilerleyen yaş, işitme kaybı ve erkek cinsiyete sahip olmaktır. Fakat özellikle yapılan son araştırmalarda
- Sigara kullanımı
- Stres
- Depresyon
- 6 saatten az uyku
- Hiperlipidemi (kolesterol yüksekliği)
- Romatizmal hastalıklar
- Astım
- Troid hastalıkları
- Kulak zarı anormallikleri
- İşitme kaybı
- Yüksek gürültüye maruz kalma
- İlaç yan etkisi (aspirin, steroid olmayan ağrı kesiciler, bazı idrar söktürücü ilaçlar) İle de ilişkili bulunmuştur.
Muayene sırasında öncelikle sadece kulak muayenesi yapılmış olmalıdır. En sık tinnitus nedenlerinden biri olan kulak kiri temizlenmeli kulak zarı enfeksiyon ve tümör açısından incelenmeli beraberinde işitme kaybı var mı araştırılmalıdır, çünkü birçok hasta kulak çınlamasının yanı sıra işitme kaybının olduğunun farkında olmayabilir. Dalgalanma gösteren ve beraberinde baş dönmesi ile işitme kaybı olan tinnitus şikâyeti Meniere hastalığını işaret edebilmektedir. O sebepledir ki nöroloji polikliniğine tinnitus şikâyeti ile gelen hastalarımı öncelikle detaylı bir kulak muayenesi için KBB uzmanına yönlendiriyorum. Eğer kulak muayenesinde hiçbir anormallik tespit edilememişse artık tinnitusun nedenini bulma ve tedavi etme görevi biz nörologlardadır. Anemi ve hipertroidi gibi hastalıkları ayırt etmek için geniş kan tetkikleri ile işe başlanmalıdır. Boyun ve başın tamamının incelenmesi gerekmektedir, çünkü boyuna alınmış travmalar, çene eklem hastalıkları tinnitusun sebepleri arasındadır. Tek taraflı ve pulsasyon gösteren yani nabız şeklinde atan kulak çınlamaları beyin sapı- beyincik arasında oluşan tümörlerden kaynaklanabilir. Bu yüzden geniş kan tetkikleri yanında muhakkak beyin MR ve MR Anjiyo görüntüleme tetkiklerini hastalarıma önermekteyim. Böylelikle hem tümöral yapılar hem de varsa damar anormallikleri görülebiliyor.
Tinnitusun tedavisinin en zor tarafı her ne kadar sebep bulunsa da %50 oranında hastaların tedavi sonrası kulak çınlamalarının tam olarak gerilememesidir. Tedavi sürecinde eğer kitle, divertikül veya arteriovenöz malformasyon (AVM) gibi damar anormallikleri varsa cerrahi uygulanabilmektedir. Yine eğer işitme kaybı mevcutsa işitme cihazı kullanımı hastaların büyük çoğunluğunda çınlamayı geriletmektedir. Özellikle depresyonla beraber seyreden tinnitus hastalarının %80 ‘i antidepresanlardan fayda görmektedir. Yine bazı antikonvülsan, anksiyolitik ilaçlar, beta histin grubu ilaçla, ginko biloba ekstresi, melatonin, B12 vitamini, çinko tinnitusun nedenine göre tedaviye eklenebilir veya kombine şekilde kullanılabilir. Erkenden pes etmeden çeşitli ilaç tedavileri tek tek veya birlikte denenmelidir. Biz hekimler olarak nörogörüntüleme ve hayvan modellemelerdeki yeni gelişmeler arttıkça umarım tinnitusu ileride daha da iyi anlayıp tedavi edebileceğiz.