Kahve ve Beyin

Kahve ve Beyin… Sudan sonra dünyada en sık tüketilen içecek kahvenin içinde 1000den fazla bileşen olduğunu biliyor muydunuz? Fakat bugün sizlerle kahvenin esas bileşeni olan kafeinden ve kafeinin beyin sağlığımız üzerine olan etkilerinden söz etmek istiyorum.

Konuya başlamadan önce özellikle neden kahvenin etkileri kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor ona değinmeliyim. Kahveyi içtikten sonra emilen kahvenin parçalara ayrılıp vücuttan atılmasından karaciğerimiz sorumlu. CYP1A2 adı verilen protein sayesinde karaciğer hücreleri kahveyi metabolize ediyor ve vücuttan atılıyor. İşte bu gen kişiden kişiye farklılıklar gösterebildiği için bazı kişiler kahveyi hızlı bazı kişiler ise yavaş parçalıyor. Bu durumda da kahvenin vücuttan atılım hızı farklılık gösterdiği, vücutta kalım süresi değiştiği için kişilerde farklı etkiler oluşabiliyor.

Kafein etkileri

Düşük doz kafein (bir seferde 50-200 mg; 1-2 fincan kahve) vücutta, hafızayı güçlendiriyor, konsantrasyonu arttırıyor, modunuzu ve enerjinizi yükseltiyor. Öte yandan yüksek doz kafeinde ise bu miktar (bir seferde 400-800 mg; 4-8 fincan kahve) kafein tüketimi demek. Bu durum maalesef kaygı, sinirlilik, uykusuzluk, kalp çarpıntısı ve titreme gibi olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Günde toplam 4-5 fincan kahve tüketiminin sağlık açısından bu olumsuz etkileri yaratmadığı kanıtlanmıştır.

Yalnızca 1 fincan kahve ile uykuya geçiş süresi uzar, toplam uyku süresi kısalır, derin uyku süresi azalır ve uyku yüzeyselleşir. Özellikle yoğun kahve tüketmeyen kişilerde sabah içtikleri 2 fincan kahvenin akşam uykularını 10 dakika azalttığı, uyku kalitesini %3 düşürdüğü görülmüştür. Kahvenin uyku üzerindeki etkisi biraz önce belirttiğim gibi genetik özellikler nedeni ile kişiden kişiye farklılık gösterir.

Yapılan birçok bilimsel çalışma gösteriyor ki bir fincan kahve veya çay modumuzun yükselmesini sağlayabiliyor, günde 2-3 fincan kahveyle depresyon riski %9-15 arasında azalıyor.

Yüksek doz kafein tüketimi bireylerin anksiyete yani kaygı hissi yaşamasına sebep olabiliyor. Düzenli kahve içen bireylerin kahvenin bu negatif etkisine kaşı tolerans geliştirdikleri için bu etkiyi yaşamadıkları biliniyor.

Peki ya birçok insanın kafasını kurcalayan kahve bağımlılığı için araştırmalar neler söylüyor acaba?  Kahve sinir sistemini hafif düzeyde uyarıyor fakat dopamin salınımını tetiklemiyor ve beyindeki ödül merkezini uyarmıyor. Orta düzey bir kahve içicisi kahveye karşı bağımlılık geliştirmiyor. Kafeinin alımının ani olarak stoplanması ile birlikte baş ağrısı, yorgunluk ve sersemlik hissi 48 saatten uzun sürmemek şartıyla ortaya çıkabiliyor. Kademeli kafein azaltılmasında bu tip belirtiler gözlenmiyor.

Kafein Tüketmenin Faydaları

Migren hastalarının katıldığı birçok bilimsel çalışma göstermiştir ki klasik ağrı kesici ilaçlar kafeinle birlikte verildiğinde ilaçların ağrı kesici özellikleri artmıştır. Hastaların ağrıları anlamlı şekilde azalmıştır. İşte bu yüzden günümüzde içinde kafein olan birçok ağrı kesici ilaç tıpta kullanılmakta. Yine günde 3-4 fincan kahve tüketiminin yaşlılarda özellikle de kadınlarda unutkanlığı ve Alzheimer hastalığı riskini azalttığına dair çalışmalar mevcut. Doz bağımlı olarak yine günlük kafein tüketiminin Parkinson hastalığı geliştirme riskini %25 ile 80 arasında azalttığına dair çalışmalar literatürde yerini almıştır. Kanama ya da damar tıkanıklığı sebebiyle gelişen inmenin yine düzenli kahve tüketen kişilerde daha az görüldüğü kanıtlanmıştır. Epilepsi hastalarında kahve tüketiminin direkt olarak nöbet geçirmeleri üzerine herhangi olumlu ya da olumsuz etkisi görülmez. Dolaylı olarak kafein ile uyku düzeninin bozulması sebebiyle uykusuzluğun olabileceği ve bunun da nöbetleri tetikleyebileceğine dikkat çekiliyor.

Kahve ve beyin konusunu son olarak vurgulamak gerekirse günde 400 mg’a yani yaklaşık 4-5 fincan kahveye kadar kafein kullanımın sağlık üzerine uyku ve anksiyete dışında zararlı bir etkisi görülmez. Aksine hafıza üzerine koruyucu etkileri, Alzheimer, Parkinson ve inme hastalık riskini azaltıcı etkileri göz önüne alınarak sağlıklı dengeli diyetlerin bir parçası olabilir. Yaşlı bireylerde beyin sağlığı açısından olumlu etkileri sebebiyle ek sağlık problemi yoksa kahve tüketimi kesilmemelidir.

Kaynak: Nehlig A. Pract Neurol 2015;0:1–7. doi:10.1136/practneurol-2015-001162

Alzheimer hakkında merak ettiğiniz her şey için tıklayınız